Copyright © Tuğçe'nin Kitaplığı
Design by Dzignine
29 Ocak 2013 Salı

Yorum: Gabriel'in Cehennemi - Sylvain Reynard


Puanlama : B-
Yazar: Sylvain Reynard
Çevirmen: -
Sayfa Sayısı: 654
Dili: Türkçe
Yayınevi: Optimum Kitap


Optimum Kitap'tan hemen bayram öncesinde satışa sunulan ve Sylvain Reynard tarafından yazılmış olan, Gabriel'in Cehennemi'de tıpkı Grinin Elli  Tonu gibi ilk önce; Stephenie Meyer'in Alacakaranlık Serisi'nden esinlenilerek yazılmış bir kitap. Ve tıpkı Christian Grey gibi Gabriel Emerson'da şu sıralar, satış listelerini kasıp kavuruyor... Bana sorarsanız; bu ve birkaç tane daha temel benzerlik ötesinde iki kitabın birbiri ile benzerliği yok yada her aşk romanı kadar benzerliği var diyebilirim. (Bu nedenle; bu kitaba, bu beklenti ile yaklaşmamanızı öneriyorum, aksi halde hayal kırıklığı yaşayabilir yada bir kitabı boş yere okumamış olabilirsiniz... )

Gabriel Emerson, Dante ve baştan çıkartma sanatı üzerine uzman bir profesör ve geçmişindeki hatalarından ve başarısızlıklarından dolayı zaten cehennemdeki yerinin ayrıldığına inandığı için, zevk veren günahlardan da kendini alı koymaya gerek duymuyor,tüm yaşadıkları sonunda da kendi cezasını ailesinden uzak durarak ve yalnız yaşayarak veriyor. Ve tabii ki; son derece yakışıklı, çekici, karizmatik, asabi ve bir o kadarda kibirli bir portre çiziyor okuyucuya kendisi. Hatta kitabın ilk sahnesinde ki kendini beğenmiş tavır için nasıl bir kelime kullanılabilir bilemedim...

Julia Mitchell ise; akıllı, güzel, sevimli ve son derece masum, hatta yer yer okuyanın gözlerini devirtecek kadar iyi niyetli diyebilirim. Pek çekici olarak değil, daha çok ilahi bir güzellik olarak sunuluyor ve sık sık etrafındaki erkeklerin ilgi odağı oluyor.

Ve tahmin edileceği üzere, iyi ile kötünün yolları kesişir...  Julia (Gabriel'in deyimi ile Julianne) Mitchell master programı için Toronto Üniversitesi'ni seçmek zorunda kalır ve uzmanlık alanının da Dante olması sebebiyle, Gabriel'in öğrencisi olur. Julia aslında Gabriel'in kız kardeşi ile çok yakın arkadaştır ama Gabriel'in bundan haberi yoktur. Geçmişte sadece bir kere bir araya gelmişlerdir ama Gabriel'in bundan da haberi yoktur. Ne üzücü ki; Gabriel tarafından hatırlanmayan o gece Julia; Dante'yi sevmiş, ilk öpücüğünü almış, Gabriel'e aşık olmuş ve sonraki altı senesini hep arka planda bunu düşünerek geçirmiş.

Hem Julia'nın hem de Gabriel'in geçmişlerinden gelen birçok sırları vardır. Olması gerektiği gibi ikili birbirlerine karşı koyamaz ancak sadece geçmişlerinden gelen karanlık sırlar değil, bir de okulun öğretmen-öğrenci ilişkisini yasaklayan politikası da ikiliye zor zamanlar yaşatmaktadır...  Zaten bu noktada da sürekli karşılaştırıldığı Grinin Elli Tonu kitabından farklılık gösteriyor, çünkü bu kitapta her ne kadar bir kaç tane  ateşli sahne başlangıcı bulunsa da, bunlar ya hayal yada son anda durulması başarılan sahneler olarak kalıyor ve ikilinin bu anlamdaki birlikteliği için okuyucu neredeyse sonuna kadar beklemek durumunda kalıyor. Ama sanılmasın ki, fırtınalı bir aşk hikayesinden mahrum kalınacak, tabii ki kalınmıyor.

Sylvain Reynard, kitabının ve karakterlerinin çıkış noktası olarak; Dante Alighieri'nin İlahi Komedya'sının ilk bölümü olan Cehennem'ini düşünerek kendi Dante ve Beatrice'ni yaratmış - hatta bunu da kitapta zaten oldukça fazlaca dile getirmiş. (Şu kadarını söylemeliyim ki, daha önce hiç okuma merakım olmayan bu kitabı şimdi okumak için temin ettim, bende o merakı uyandırdı.) Ve hikayesini zarif, zekice, duygulu bir anlatımla aktarmış ve içine serpiştirdiği 14.yüzyıl edebiyatı kırıntılar ile zenginleştirmiş. Karakter gelişimlerini oldukça derinlemesine, sağlam ve detaylı geçmiş hikayelerle sunmuş, ki başta sevmeseniz bile zaman içinde kitaba bağlı kalmanızı sağlayan en önemli unsurda sanırım bu. Kişiliklerini sevmeseniz bile sizi karakterlere bağlayabilmiş ve güzel bir aşk hikayesi sunmuş.

Kitapta oldukça fazla bakış açısı var, sadece Gabriel ve Julia değil, birçok yardımcı karakterinde seslerini duyabiliyoruz ve zaman zaman bu çok sesliliğin getirdiği bir kişi karmaşası söz konusu. Ve bir de; Gabriel'in düşüncelerini aktarırken kullandığı 3.tekil kişi bakış açısı ile O'nu olduğundan da kibirli, kendini beğenmiş görünmesine sebep olmuş. Kitapta yaratılmış güzel bir gelirim söz konusu ama sanki bu gerilimin etkisi, yaratılan gerilim kadar başarılı olmamış. Etkinin o kadar tırmandığı sahneler var ki; insan ister istemez daha büyük bir tepki beklentisine giriyor.

Tıpkı Grinin Elli Tonu için yazdığım gibi, bu kitaptan ne bekleyerek okumaya başladığınız çok önemli; evet Gabriel yeryer Grey kadar sinir bozucu ve kötü davranıyor ve tüm bu olanlar boyunca sevgisini hissettiriyor. Ama sonuçta, bu bir aşk romanı ve tıpkı bestseller listesini sallayan rakipleri gibi, başarılı örneklerden ama gelenekselin dışına tam olarak çıkanlardan diyemeyeceğim (gerçi son yıl içinde sanırım bu gelenekselin tanımı da biraz değişti, yakın bir zamanda eski naif aşk romanlarını mumla arayacak meraklıları). Şu havanın soğuduğu günlerde; koltuğunuza gömülüp, güzel yazılmış fırtınalı bir aşk hikayesi okuyarak içini ısıtmak isteyenler için güzel bir tercih olacaktır diye düşünüyorum.

Buradan satın alabilirsiniz: 


0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...