

If I Were You, Lisa Renee Jones'un ilk olarak 2012 Ağustos'unda e-kitap olarak, kendi yayımladığı kitabı.Daha sonra kitabın kazandığı popularite ile Gallery Books (Simon & Schuster) tarafından bol sıfırlı bir teklif ile hakları satın almış ve Mart 2013 tarihinde raflardaki yerini alacak.
Kitabın tanıtımları, "Grinin Elli Tonundan sonra ne okumalı?" şeklinde yapılıyor ve açıkçası bu kitapta da, bu türde yer alan Christian Grey benzetmelerinden bir sürü var, inkar etmek imkansız ama bir bu kitapta aynı zamanda altta yatan bir gizem var, kayıp bir insan ve onu bulma çabasının yarattığı gerilim var. Ve gerçekten yazarın kalemi de oldukça kuvvetli. Ben beğendim ve Üçlemenin devamını merakla bekliyorum.
Bu kitaba dair yorumumu en kısa sürede paylaşacağım ve bir de Lisa Renee Jones ile yaptığım bir söyleşi olacak önümüzdeki haftalarda bu sayfalarda. Şimdi size bu kitabı okurken hoşuma giden birkaç alıntıyı paylaşmak istiyorum, tabii ki kendi çevirimle - bu kitap henüz burada birileri tarafından alındı mı bilmiyorum ama bu romanların furyası devam ederse yakında onu da görürüz raflarımızda gibime geliyor....
Keyifli okumalar
Alıntılar
"Beni etkilediniz, Bayan McMillan," dedi sessizce, "ve bu kolay kolay olmaz."
Sinirim olduğu gibi geri geldi. "Dedin ki-"
"İnan bana ne dediğimi biliyorum ve seni korumaya çalışıyordum." sesi yumuşak ama aynı zamanda keskindi, tüm vücuduma ipek dokunuşları olan bir zımpara kağıdı değmiş gibi.
Midemde bir yumru varmış gibi hissettim ve sözcüklerinin içimde uyandırdığı huzursuz edici duyguları bir kenara ittim. Tam olarak ne hissettiğimi çözümleyemeyecek kadar bana dokunuşuna odaklanmıştım. Fısıldarcasına, "Beni tanımıyorsun bile" dedim.
"İnan bana ne dediğimi biliyorum ve seni korumaya çalışıyordum." sesi yumuşak ama aynı zamanda keskindi, tüm vücuduma ipek dokunuşları olan bir zımpara kağıdı değmiş gibi.
Midemde bir yumru varmış gibi hissettim ve sözcüklerinin içimde uyandırdığı huzursuz edici duyguları bir kenara ittim. Tam olarak ne hissettiğimi çözümleyemeyecek kadar bana dokunuşuna odaklanmıştım. Fısıldarcasına, "Beni tanımıyorsun bile" dedim.
"Gözleri karardı, süzülen ışıkta derinliklerinde yer alan altın ışıltılar belli oluyordu. "Ya sana, bunu değiştirmek istediğimi söylersem?"
"İlgini çeken bir şeyden vazgeçmemelisin."
"Bu adamı vücudumun her noktasında hissedebiliyorum ve bana henüz dokunmadı bile."
"Sanatı her zaman, sanatçıyı yansıtmaz. Yüzeyi geçemedikçe, altta yatan gerçek adamı hiçbir zaman bilemezsin."
"Açlığın sonu her zaman oldukça lezzetlidir."
"Otuzbeşinde hala evlenmemiş her adam ya gaydir ya da dolabında saklamak istediği kirli çamaşırları vardır."
"Dün gece, seni deli ettiğimi söylemiştin," düşüncelerimden sıyrılarak, ne olacağını kestiremediğim şu ana dönmeme sebep olarak hatırlattı.
"Ediyorsun, Chris."
"Peki, sen de beni deli ediyorsun."
"Bu beni daha iyi mi hissettirmeli?"
"Ediyorsun, Chris."
"Peki, sen de beni deli ediyorsun."
"Bu beni daha iyi mi hissettirmeli?"
"Sinir bütün vücudumu esir aldı ve ayağa kalktım. "Hiç hakkın yok -"
O da ayağa kalktı ve bana doğru gelerek, "Ya eğer hakkım olsun istiyorsam?"
O da ayağa kalktı ve bana doğru gelerek, "Ya eğer hakkım olsun istiyorsam?"
0 yorum:
Yorum Gönder