Man Booker Ödülünün bu
seneki kısa listesi, diğer bir deyişle finalistleri 11 Eylül Salı günü
açıklandı. Ödülün kime verileceğine
karar veren ve her sene değişmekte olan jürinin başkanı bu sene, Times Edebiyat
Eki Editörü (Times Literary Supplement), Sir Peter Stothard, ve jüri üyeleri
de; Liverpool Üniversitesinde İngilizce Profesörü ve edebiyat eleştirmeni olan Dinah Birch; ödüllü
bir tarihçi ve ünlü bir yazar olan Amanda Foreman; Downton Abbey dizisinin ünlü
oyuncusu ve aynı zamanda köşe yazarı ve editör olan Dan Stevens ve
akademisyen , yazar ve yorumcu Bharat Tandon’dan oluşmakta.
12 kitap arasından
seçilen bu senenin 6 finalisti, edebiyat dünyasının en karlı ve şöhretli ödülü
için yarışacaklar ve kazanan finalist, 16 Ekim tarihinde Londra’da yapılacak
olan ödül gecesinde yaklaşık 80.000 doların sahibi olacak. Ayrıca finalist olan
6 yazara yaklaşık 4000 dolarlık ödül
verilecek. Tabii ki, bu ödüllerin yanı sıra kazanan kitabın satışlarının kayda
değer şekilde artacağını da unutmamak gerekir.
Ortak konuları, yaşlılık,
hafıza ve kayıp olan 6 finalist kitap ve yazar şu şekilde;
The Garden of Evening Mists – Tan Twan Eng
Swimming Home (and Other Stories) – Deborah Levy
Bring up the Bodies – Hillary Mantel
The Lighthouse – Alison Moore
Umbrella – Will Self
Narcopolis – Jeet Thayil
Bu senenin en az sürpriz
olan ismi, Hillary Mantel. Yazar 2009
yılında Man Booker Ödülünü Kurtlar Hanedanı (Wolf Hall) adlı kitabı ile almıştı ve bu ödüllü
kitabın devamı olan Bring Up the Bodies ile yine ödülün en büyük adayı olarak
gösteriliyor. Ama bakalım ödülü bir kere almış olması ve 2005’te Beyond Black
adlı kitabı ile adaylar arasında yer almış olması, yazarın dezavantajına olacak
mı?
Will Self’in kitabı
Umbrella, adeta geçen sene oldukça eleştirilmiş olan popülist yaklaşımın
izlerini yok etmek istercesine seçilmiş bir kitap. 2011 yılında, denemeleri
değil aksine, özellikle okunabilirliği yüksek kitapları tercih ettiğini jüri
üyeleri kabul etmiş ve jüri başkanı, yaklaşımlarını “ Bu kitapların satın
alınıp okunmasını istiyoruz, satın alınıp hayran olmasını değil” şeklinde ifade
etmişti. Will Self’in Umbrella’sı bu
yaklaşıma tamamen zıt, oldukça karmaşık bir dokuya sahip, kitabı bu senenin
jürisi Elliot ve Joyce’un modernize edilmiş etkilerini taşıdığı için, “modern
edebiyatın radikali” olarak adlandırıyor. Psikiyatri, modernizm, savaş ve uyku
hastalığı olarak da bilinen, letarjik beyin iltihabının merak edilen
noktalarına değinen kitap, 3 farklı tarihte yaşamış, 3 farklı bakış açısını
birbirine bağlıyor. 20. Yüzyıl başlarında Audrey, 1970 ve 2010’daki genç ve
yaşlı Dr. Busner.
Finalistler arasında yer
alan diğer bir isimde Jeet Thayil. İlk romanı olan, Narcopolis ile kısa listede
yer alan Hintli yazar, Hong Kong, Hindistan ve Amerika’da yaşamış ve aynı
zamanda şair ve müzisyen bir kimliğe sahip. The Guardian kitap eleştirmeninin “Bu
kitabın, afyon etkisindeki uzun ve
harika bir gündüz düşü gibi uzamasını ve devam etmesini isterdim.” dediği romanda
Thayil kendi bağımlılık deneyimlerine de dayanarak 1970’lerin Bombay’indeki afyon
ve eroin bağımlılığını anlatıyor.
Malezya’lı yazar Tan Twan
Eng, daha önce ilk romanı, ile uzun listede kendisine yer bulmuştu ve şimdi de ikinci romanı,The Garden of Evening Mists ile finalistler arasındaki yerini aldı. Kitap,
1949 yılında İkinci Dünya Savaşı gölgesindeki Malezya’da yaşayan avukat Yun
Ling Teoh’unun hikayesini anlatıyor.
Alison
Moore, Ödüllü öykülerin yazarı, ilk roman denemesi The Lighthouse ile finalistler
arasında, bağımsız küçük bir İngiliz kitabevi olan Salt tarafından basılmış ve
oldukça şaşırtıcı olarak tanımlanıyor. Melankoli ve akıllardan zor çıkacak bir
hikaye olan The Lighthouse, Almanya’da yürüyerek gezen bir adamın kendini bulma
çabalarını anlatıyor.
Ve son finalistimizde,
Deborah Levy. Yazarın son 15 senedir
yazdığı ilk kitabı, asıl ilgi çekici sırların hep kendimizden sakladıklarımız
olduğunu ortaya koyan bir hikayeyi anlatmakta. Genç bir kadın, hayranı olduğu ünlü
bir İngiliz şairi takip ederek, Fransa’nın güneyinde ailesi ile tatil
yaptıkları yere gelir ve şairin eşinin daveti ile tatillerine dahil olur ve
esas karakterler olan Kitty, Joe, Isabel ve Nina etrafında dönen hikaye, Swimming
Home’da aynı şekilde ilk önce bağımsız olarak basılmış. Ancak uzun listede
adaylar arasında yerini alınca İngiltere’de bilinen bir kitap evi tarafından kitle
pazarına yönelik baskısı yapılmıştır.
16 Ekim tarihine kadar bu kitapların yorumlarını yazacağım, ilk kitabımız Swimming Home - Deborah Levy yorumunu yarın burada okuyabilirsiniz.
Bu kitaplar içinde ilginizi çeken yada sizinde okuduklarınız varsa yorumlarınızı paylaşırsanız sevinirim...
0 yorum:
Yorum Gönder