Copyright © Tuğçe'nin Kitaplığı
Design by Dzignine
30 Ocak 2013 Çarşamba

Cephrael's Hand'in Yazarı Melissa McPhail ile Destansı Fantastik Kitabı Üzerine | Söyleşi


Melissa McPhailCephrael’s Hand kitabının yazarı Melissa McPhail, blog turu kapsamında, büyüleyici, destansı fantastik romanı hakkında konuşmak için bizimle birlikte…

İlk romanınız Cephrael’s Hand, The Written Arts Ödülünün, hem en iyi kurgu dalında, hem de en iyi bilim kurgu/fantastik kurgu dalında sahibi oldu, tebrikler! Kitabınız henüz Türkiye’de henüz yayımlanmadı, bu nedenle bize biraz kitabınızdan bahseder misiniz? Ve tabii ki; ardındaki hikaye nedir?

Cephrael’s Hand kitabına hayatımın zor bir evresinden geçerken başladım. Yazarken her zaman hissettiğim devamlı neşeye ihtiyacım vardı. Bir roman yazmak amacıyla başlamamıştım, tek amacım sadece yazmaktı. Ortaya çıkan ilk taslakta ne bir planlama, ne bir dünya kurma, ne de bir tasarım vardı. Tamamen, yaratıcı ilhamdı ve berbattı!
Ama karakterler…onları varetmiştim ve onların anlatacak bir hikayesi vardı. Bitirebilmek ve hikayeyi doğru olarak anlatabilmem için yazar olarak gelişmem – ve bir milyondan fazla kelimeyi çöpe atmam – gerekti.
Cephrael’s  Hand kitabı, bir filozofun, fantastik türe yaklaşımıdır. Bir adamın, korumaya yemin ettiği alemi korumak uğruna herşeyi göze almasıdır – sevdiklerine bu uğurda ihanet etmesi gerekse bile. En önemlisi, kurtuluşun hikayesidir.

Ben fantastik ögeleri, bu dünya için bir metafor olarak görüyorum. Onur için hepimiz bazı sınavlardan geçmek zorunda kalırız. Hepimiz amaçlarımıza ulaşmak için uğraşıyoruz. Pek azımız şeytana uyuyor ama kötülük yine de yapılmış oluyor. Amaçlar bırakılıyor. Bütünlük tehlikeye atılmış oluyor. Hayat labirentinde ilerlemeye çalışırken, ince bir telin üzerinde yürüyoruz aslında. Ben bu seriyi yazarken; hayatın bu incecik patikalarına ışık tutmasını ve böylece patikaların ötesinde sağlam zeminler bulabilmemizi hedefledim.

Fazla bir şeyleri ele vermeden, Cephrael’s Hand’de okur neler bulabilir?

Kitabıma dair eleştirileri dinlerseniz, sorunuzun cevabı çok fazla karakter, olacaktır! Ama bu, birden fazla krallık etrafında geçen bir çatışmayı ele alan, destansı bir fantastik roman. Dünyayı kurtarmak için bir takım gerekir. :)

Umarım, ilginç karakterlerle ve kendinize kolaylıkla yer bulabileceğiniz bir dünya ile tanışacaksınız. Filozof askerler, prensler, korsanlar ve kavuşamayan aşıklar keşfedeceksiniz. Göründükleri gibi olmayan bir sürü ve tam da göründükleri gibi olan çok az sayıdaki karakteri tanıyacaksınız. Tehlikeli bir yolda; Prens Ean val Lorian ile macera, Tides’lı Trell ve korsan Carian vran Lea ile çılgınlık bulacaksınız.
Genel olarak, kimin iyi ve kimin kötü olduğunu merak edeceksiniz, çünkü gerçek hayattaki bir çok kötü adam gölgelerde gizlenmişlerdir.

Tolkien adındaki dil bilimci ortaya çıktığından beri, destansı fantastik romanlarda, dil çok önemli bir yer oluşturuyor. Sizi Cephrael’s Hand kitabındaki dilleri kullanmaya iten neydi?

Çöl dilleri Farsça ve Arapça’ya dayanıyor, kabileye göre değişiklik gösteriyor tabii. Farsça dünya üzerindeki hala kullanılan en eski dillerden birisi, aynı şekilde Arapça’da göçebe kabilelerinin konuştukları dildi, Akkad’ların dilinin kökeni olarak doğru bir tercih olacağını düşündüm.

Romanımdaki bu her iki dilden daha eski bir dil Alaeic’tir, meleklerin dili; Yaratanın kutsal çocukları ve iki orijinal türün; Zanthyrs ve Drachwyr. Gaelic köklerden gelen bir dil. Bu dili, İndo-Avrupa dil kökeninden gelmesi nedeniyle seçtim.

Çalışmalarınız üzerinde, başka hangi yazarların etkileri söz konusu?

Ben lirik tarzda yazıya bayılırım, kitaplığım rafları ağırlıkla bilim kurgu ve fanstastik tür ile dolup taşsa bile farklı türden bir çok romanı da barındırırlar. Fantastik türde ilk aklıma gelenler; Anne Rice, Patrick Rothfuss ve Jacqueline Carey’dir. Muhteşem bir hikaye anlatımının zirvesi sanırım; kelimeleri inci gibi dizerek, şiirin zaman zaman harekete dönüştüğü bir hikaye gibi anlatıldığında mümkündür.

Bir ev dolusu müzisyen ile büyüdüğünüz halde yaratıcılığınız yazarlık ile ortaya çıkmış. Her zaman yazmak istediniz mi? Ne zaman ortaya çıktı yazarlığın çağrısı?

Her zaman ailemin geri kalanı gibi müzisyen olacağımı düşünmüştüm. Etrafımdaki başarılı, klasik müzik ustaları ile büyüdüm ve onların adımlarını takip etmek en doğal yolmuş gibi gelmişti.
Ama onun yerine kazayla yazarlıkla çarpıştım. Lise yıllarımda yaratıcı yazarlık dersleri aldım. Öğretmenim, yaratıcı yazarlığı öğretmenin en iyi yolunun, öğrencileri gerçekten yazmaya göndermek olduğuna inanıyordu. Ben de öyle yaptım, ondan sonraki yıllarda, yüzlerce sayfa yazı yazdım. Yazmak hem yaratıcılığım için bir dışa vurum yolu, hem de bir kaçış yolu haline geldi. Biliyorum ki bu aşkı bir çok yazar ile paylaşıyorum.

Zaman zaman her yazarın bir duvara tosladığını ve yazamadığı bir döneme girdiğini biliyoruz. Siz bu durumlarda ne yapıyorsunuz?

Genelde müziğe dönüyorum; ya dinliyorum ya da beste yapıyorum. Eğer yeni bir güzel şarkı bulabilirsem, bu benim icinde bulunduğum delikten çıkmama yardım ediyor. Bir sahne bir türlü oturmadığında, iyi gittiğim noktaya geri dönüp baştan almayı öğrendim. Eziyet dolu ve acılı bir süreç ama genellikle yapılması gereken bu.

Bize katıldığınız için tekrar teşekkür ederiz, serinin devamında başarılar dilerim, birgün bu seriyi Türk okurun da elinde görmeyi umarım... 

Bu kitaba dair bir ön okuma ve bir de yazar yorumu olacak ancak yayınlayamadım bir türlü çevirilerini yapıp, inşallah yarın ve öbür gün sizlerle olacak... Bu arada çekilişe katılmak isterseniz buyrun!!!

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...