Copyright © Tuğçe'nin Kitaplığı
Design by Dzignine
30 Ocak 2013 Çarşamba

Yorum: Ölümcül Merhamet - Robin LaFevers


414982Puanlama : B-

Yazar: Robin LaFevers
Çevirmen: Taylan Taftaf
Sayfa Sayısı: 492
Dili: Türkçe
Yayınevi: DEX Kitap

Bu haftanın ilk yorumu, DEX Kitap’tan bugünlerde satışa çıkan Ölümcül Merhamet - Ölümün Hizmetkarları 1 (His Fair Assasin 1– Grave Mercy). Robin LaFevers’ın daha önceki çocuk kitaplarından genç edebiyatına geçiş yaptığını gördüğümüz bu kitap; 1588 Britanya’sında geçiyor ve ciddi fantastik ögeler içeriyor.

Ismae, on yedi yaşındaki kahramanımız, kendisini suistimal eden çiftçi babasından kurtarılarak Ölüm Tanrısına hizmet etmesi için St. Mortain’a gönderilmiştir. Fiziksel olarak zaten Mortain’ın çocuğu olduğunu gösteren bir iz taşımaktadır (Ismae’nin taşıdığı iz, annesinin rahmindeyken zehirlendiğini ancak ölmediğini, bu da onun ölüm Tanrısı Mortain’in çocuğu olduğunu gösteriyor)  ve diğer bazı doğal yeteneklere de sahiptir. St. Mortain’daki rahibeler, Ölüm Tanrısı’nın hizmetçileri ve kimi, ne zaman ve neden öldüreceklerine karar vermiyor sadece Tanrılarının uygulayıcısı olarak yaşıyorlar.

Aziz ya da Tanrı; Mortain, Britanya’yı korumak için çalışıyor ve ona ihanet edenleri cezalandırıyor. Sınırlarını genişletme çabasında olan Fransa ve dükün ölümü ve tek varisin on iki yaşındaki kızı olması sonucunda Mortain’in işaretlediği çok sayıda kişi var. Ismae’nin tek yapması gereken, onları bulmak ve görevini yerine getirmek. Bir suikastçı olarak; görevi çok nettir, işaretli olan hedefleri belirlemek ve işi bitirmek. Bu kadar. Ve Ismae hazırdır. Ya da hazır olduğunu sanıyordur... :)

Hikaye Ismae’nin en az babası kadar kötü bir adamla yapmaya zorlandığı evliliği ile başlıyor, ilk yıllar, annesinin kendisinden daha doğmadan kurtulmaya çalışmasının hikayesi ve olabildiğince güç ve kir pis içerisinde geçiyor. Daha sonra St. Mortain’e gelmesi ile birlikte suikastçı olarak eğitilmesi günleri ve kendisi ile birlikte eğitilen diğer rahibeler Annith ve Sybella’yı görüyoruz ve kolaylık niçin kendisine sunulan bu yolu kabul ettiğini görebiliyoruz. Ismae, güçlü, akıllı ve yetenekli bir karakter ve güzel olan şu ki; hatasız, kusursuz bir karakter değil, ancak sanırım yer yer  sert bir suikastçı karakterine göre fazla tereddüt taşıyor, bu da etkiyi biraz azaltıyor. Olabildiğince gerçek, tabii ki, bunun gibi bir hikayede ne kadar olabilirse. Bir kurbandan, becerikli bir suikastçıya dönüşüyor ve ciddi bir içsel gelişim gösteriyor ama özellikle göreve gönderildiğinde yaşadıklarının etkilerini hareketlerinde görebiliyoruz.
Özellikle Duval ile olan ilişkisinde bunu görmek mümkün. Duval, kolayca sevilebilir bir karakter ve oldukça zeki, haliyle zekasıyla Ismae’nin yaptığı işe olan inancını zorluyor diyebiliriz, ama Ismae’nin yaptığı işe olan inancını zorlayan sadece bu değil tabii ki, Duval’e karşı hissettikleri ve gelen kendisine gelen emir...

Tabii ki, aşk, macera vb... okuyup keşfetmeniz gerekiyor...

Aşk hikayesi konunun önemli bir bölümünü alıyor olmasına rağmen, gizem ve Britanya’daki politik entrikalar ile bezenmiş kısımları gölgede bırakmıyor. Ayrıca yavaş gelişimi sayesinde çok yüzeyselde kalmıyor. Ve bence bu şekilde olması hikayeye bir özellik katmış. Doğruyu yapmaya kendini adamış iki kişi, her ikisi de diğerinin güvenilirliğine süphe ediyor... Gerçi zaten her yaptığının Tanrı’nın istediği olduğuna inanan bir suikastçıya ne kadar güvenebilirsiniz ;) Diğer güzel bir taraf, hikaye 1500'lerde geçiyor olmasına rağmen, o döneme ait ciddi bir bilgiye (ne tatih ne  de coğrafya bakımından) ihtiyacınız yok.

Ayrıca, aşk hikayesinin macerayı, entrikayı ve enteresan konuyu perdelemediği gibi; Ismae ve Duval, her ikisi de kusurlu ve güçlü karakterler olmasına rağmen, hikayede birbirlerinin önüne geçmiyorlar. Ama tabii ki, bunu ön plana almamak ve karakterlerin dengesini sağlamak arasında kalan bu aşk hikayesi biraz cansız kalmış kabul etmek gerekiyor.

Hikayede bana göre sıkıntılı olmayan ama okur grubuna göre özellikle de hitap ettiği grubun gençler olduğu düşünüldüğünde sorun olabilecek bir konu, kitapta oldukça yoğun bulunan politik entrikalar. Gerçi kitap tamamen bir genç edebiyatı yazım ve anlatım özelliklerini taşıyor ama konu olarak sanki biraz daha yaşça büyük bir kısma hitap ediyor gibi.

Sonuç olarak, biraz fantastik dünya, biraz tarih, güzel bir karakter incelemesi, biraz gizem, biraz aşk... Bunları bir arada okumaktan keyif alıyorsanız, bu kitaptan da keyif almanız çok muhtemel. Üçlemenin bu ilk kitabı, Philippa Gregory yada Maria V. Snyder tadında aşk ve politik entrikalar bulabileceğiniz bir roman. İşin keyifli olanı, Şubat ayında yurt dışında çıkacak olan ikinci kitapta, Ismae’nin yeni bir macerası yerine, Sybella’nın anlatımı ile karşılaşacağız bunun da keyifli olacağını düşünüyorum... Ama siz siz olun benim gibi bir günde okuyacağım diye kasmayın (Berfim'ciğim bu mesajım sana ;))

Bu arada itiraf ediyorum ki, kitapların kapakları benim için oldukça önem taşıyor. Yani bir kitabı belki sırf kapağı güzel diye almıyorum ama kitabın birisi tarafından önerilmediği yada gönderilmediği durumlarda ve tabii ki, yazarını seviyor, takip ediyor olduğum durumlar hariç, dikkatimi çekmesi için etkili bir kapağı olması lazım ve bu kitap bu konuda benden tam not aldı diyebilirim... Harika kapak!

Buradan satın alabilirsiniz:

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...