Copyright © Tuğçe'nin Kitaplığı
Design by Dzignine
30 Ocak 2013 Çarşamba

Konuşan Kitaplar Blog Turu 2.Gün Yorum: Bakire - Nancy Pickard


Konuşan Kitaplar ile Blog Turunun 2. gününde sizlerle; önce Nancy Pickard’ın bol ödüllü romanı Bakire’nin yorumunu, sonra da yazarın kendisi ile yaptığım söyleşiyi paylaşacağım. Ben hem kitabı, hem de yazarın kendisini sevdim ne diyebilirim ki :) keyifli okumalar…

Puanlama : B+
Yazar: Nancy Pickard
Çevirmen: Ekrem Köksal
Sayfa Sayısı: 351
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları

1987 kışında, Kansas’ta bulunan Small Plains kasabasında, dondurucu bir kar fırtınası yaşanıyordu; Rex Shellenberger, babası ve ağabeyi Patrick ile çiftliklerinin arazisinde, kar ile kaplanmış buzağıları arıyordu. Ama bulduğu tamamen çıplak, son derece güzel ve donarak ölmüş bir kadın oldu. Ceset kimse tarafından teşhis edilemedi ve isimsiz bir mezar taşı ile kasaba mezarlığına gömüldü.

Ama olay aslında bu kadar basit değildi ve sırrı on yedi yıldır çözülmemiş olan bu cinayet, bazılarının hayatını tamamen değiştirmişti…

Abby Reynolds, kasabanın tek doktorunun kızı ve kasabanın sevilen çocuğu Mitch Newquist’in de kız arkadaşı idi. Fırtınalı gecede ikili Abby’nin odasında gizlice bir geceyi birlikte geçirmeyi planlıyorlardı ve Abby’nin Mitch’i babasının muayenehanesine yolladığı sırada, Dr. Reynolds’a gelen acil bir çağrı durumu değiştirdi. Mitch, acil çağrı ile aşağı inen Abby’nin babasına yakalanmamak için, malzeme odasına saklanmıştır ve kasabanın o zamanki şerifi Nathan Shellenberger’in oğullarıyla birlikte bulduğu kızın cesedini getirmesi sonrasında yaşananların dehşetiyle, tekrar Abby’nin yanına uğramadan, hatta ayakkabılarını bile giymeden kendini dışarı atar.

Mitch, eve vardığında donmak üzeredir ama gördüklerini babasına anlatmakta hiç vakit kaybetmez. Kasabanın aynı zamanda yargıcı olan Tom Newquist, oğlunun anlattıkları karşısında neye inanacağını şaşırmıştır, kanından canından olan 18 yaşında ki oğlu Mitch’e mi, yoksa yıllardır en yakın arkadaşı ve kasabanında en şekçin kişileri olan Nathan ve Quentin’e mi? Çözümü oğlunu kasabadan uzaklaştırmakta bulan yargıç, sabahın ilk saatlerinde Mitch ile birlikte kasabadan ayrılır…

17 yıl sonra Rex, babasının koltuğunu devralmış ve kasabanın şerifidir, Mitch kasabaya geri dönmüştür, Abby Mitch’i o fırtınalı geceden sonra bir daha hiç görmemiştir ve Mitch’in ailesi tarafından, oğullarının gidişinin suçlusu ilan edilmiştir ve o gece bulunan cesedin sırrı da hala çözülememiştir, hem de aslen kızı tanıyanlar olmasına rağmen… Mitch, Neden kasabadan apar topar gönderildiğinin ardındaki gerçekleri öğrenebilecek midir? Kaybedilen hayatları geri almak mümkün olacak mı? Zaman içerisinde bir efsaneye dönüşen ve kasaba halkı tarafından Bakire olarak adlandırılan cinayet kurbanı kızın kimliği ortaya çıkacak mı? Bunların hepsi kitabın sayfaları arasında yer alıyor, öğrenmek için çevirmeniz yeterli…

Aslında polisiye ya da gerilim temasından öte, bir masumiyetin yitiriliş hikayesi olan Nancy Pickard’ın Bakire’si, neredeyse tüm kahramanların bakış açısını sunan, 2004 ile 1987 arasında gidip gelen, son derece ustalıkla örülmüş. Yazarın, yazmanın en temel unsurlarından olan anlatma göster mantığını uyguladığı; zamanda yaptırdığı seyahatlerle olayı yaşayanların açısından, yaşandığı tarihe dönerek anlattığı bu kompleks ama akışın gereksiz merakta bırakmalarla bölünmediği ve bu sayede ne zaman nede anlatıcı kargaşasının pek görülmediği, başlayınca elinizden bırakmakta zorlanabileceğiniz bir hikaye.
Kişilikleri ön planda tutulmuş karakterler, oldukça güçlü ve gerçekçi yaratılmış. Okuyucunun görüntüler ön planda olmasa da özdeşleştirip, bağlanabileceği kişiler olmuşlar. Hikayedeki gizem ve gerilim aslen biraz karakterlerin ve olayların gerisinde kalmışta olsa, neler olduğunu tam çözdüğünüze inandığınız anda sizi başka bir yöne savurmayı da başaracak incelikle yazılmış. Her ne kadar her şey netleşmeden bir süre önce gerçek suçluyu tahmin etmeniz mümkünde olsa, olayların gelişme şekli ve gerçek nedenleri öğrendiğinizde tahmin etmediğiniz bir şeyler çıkacağına şüphe yok.

Yalnız sıkı polisiye/gerilim hayranlarına şimdiden söyleyeyim, bu kitap; basit bir konusu da olsa, bu türün edebi eserleri arasında anılıyor ve heyecanlı bir katil kim hikayesinden çok; etkilenen yaşamlar, yaşanan trajik olay ve çok yakın bir grup insanın bu olay karşısında ortaya çıkan gerçek kişiliklerinin ön planda tutulduğu, yaşananların örgüsünün incelikle yapıldığı, daha sakin bir roman.

Sadece yazar, hazır bu çoklu anlatıma girmişken, belki de; üç ana karakter haricindeki bazı kilit kişileri de biraz detaylı işleseydi ve birkaç yerde yaşanan hikayeden kopmalardan kaçınsaydı - hikayeye dair çok fazla şey söylemek istemiyorum ama birkaç sahnede yaşanmasa da olurmuş dediğim oldu inkar etmeyeceğim – kelimenin anlamıyla mükemmel hikaye olurmuş. Birde sonda yer alan birkaç “herkes layığını bulur” imalı sahne var ki, işin içine sanki inancı dahil etmeye çalışmış yazar, ama artık kitabın fazla sonu olması itibariyle biraz havada kalmış denebilir ve birazda hikayenin gerçekliğini ve doğallığını aksatmış ama genele bakınca gönül rahatlığıyla, kesinlikle göz ardı edilebilecek noktalar bunlar diyebilirim.

Bu arada diğer etkinliklere göz atmayı unutmayın...

15 Aralık 2012


16 Aralık 2012

KitapYorumu - 8 blog* birden…

*8 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…

**Ephesus Yayınlarına bu blog turundaki katkılarından dolayı teşekkür ederiz…
images-5


logomuz3
Buradan satın alabilirsiniz :

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...