Copyright © Tuğçe'nin Kitaplığı
Design by Dzignine
21 Şubat 2013 Perşembe

Beni Seç - Kiera Cass ile Söyleşi ve Derya İmer Aydınlık'tan Konuk Yorum | Konuşan Kitaplar ile Blog Turu


kiera-round
Konuşan Kitaplar Blog Turunun bu seferki konuğu bildiğiniz üzere Beni Seç - Kiera Cass ve işte yazar ile yaptığım söyleşi sizlerle... Bir de küçük sürprizim var, America, Aspen ve Maxon'ın da söyleyecekleri varmış ;)

Merhaba ve bu söyleşi ile Beni Seç Blog Turumuza katıldığınız için teşekkür ederiz. Beni Seç, Şubat Ayının en çok beklenen kitaplarından birisiydi. Bildiğim kadarıyla bu sizin yayımlanmış ilk kitabınız değil ama Türkiye’de çıkan ilk kitabınız. Bu nedenle bize biraz kendinizden ve biraz yazma ve yayımlanmadan tv dizisine uzanan hikayenizi anlatabilir misiniz?

Öncelikle, beni bu tura dahil ettiğiniz ve gösterdiğiniz özen için ben teşekkür ederim. Aslında, yazmaya kişisel bir terapi olarak başladım. Bir karaktere, o dönemde yaşadığım problemleri verdim ve nasıl davranacağını görmek istedim. Benim için çok faydalı bir deneyim oldu, belki sorunlarımı çözmedi ama bir kere yazma alışkanlığı kazanınca, aklıma hikayeler gelmeye başladı. Kafamda sürekli karakterlerle yaşıyorum!

The Siren adındaki kitabımı kendim yayımladım ve sonra Beni Seç kitabımda, geleneksel yolu tercih ettim ve bir yayın evi ile çalıştım. Harika bir ajans buldum ve bana bir kitap anlaşması getirdi. Şimdi Beni Seç kitabı, Türkiye’nin de dahil olduğu bir çok ülkede yayımlanıyor ve neredeyse on iki ayrı dile çevriliyor.
Amerika’da CW kanalı, kitabın TV çalışmasını yapıyor. Şu anda oyuncu kadrosu üzerinde çalışılıyor ve önümüzdeki bahar aylarında Macaristan’da çekimleri yapılacak ve bakalım neler olacağını göreceğiz!

Beni Seç, içinde distopya ögeleri bulunan bir masal. Distopya türündeki bir çok kitaptan farklı ve bir çoğu kadar karanlık da değil. Bu bence gayet keyifli bir değişiklik olmuş, peki bu kitabı yazma fikri nereden geldi? Hikaye nasıl ortaya çıktı?

Külkedisi hikayesinden ve İncil’deki Esther’den esinlendim diyebilirim. Düşündüm de, Esther, bir gemiye bindirilip, kraliçe olmasa bile evine bir daha dönmeyeceği, saraya gitmeden önce yan komşunun oğlunu sevseydi, nasıl olurdu? Ve Külkedisi de sadece baloya gitmek istemişti, kendisi için bir prens istememişti. Biz bu kızların, erkeklerini buldukları için mutlu olduklarını varsayıyoruz ama ya değillerse? Bu iki hikaye kafamda birleşti ve o anda, prensin dikkatini çekecek ama onu zaten bir başkasına aşık olduğu için istemeyecek bir kız hakkında yazmak istediğimi biliyordum. Ve bu kız, aslında hiç istemediği bir süreçten geçmek zorunda kalsaydı, görünen o ki bu süreç Seçim’miş. Ve işte Beni Seç ortaya çıktı!

Bir yerde önce hep karakterlerinizi oluşturduğunuzu okudum. Beni Seç’te ilk kimi yarattınız? Ve tabii ki favori karakteriniz hangisi, neden?  

Beni Seç’in fikri bir kere aklıma gelince, America zaten belirmişti. Yazdığım önceki hikayem, The Siren de genç bir kız tarafından anlatılıyordu. Benzediklerini düşündüm ve hikayelerini anlatmanın aynı olacağını sandım, ama yanılmışım. Kahlen, incinmişti ve bunu herkesin bilmesini istiyordu; America ise tam tersi, hikayesini kendisine saklıyor ve kimseye anlatmak niyetinde değil. Sonunda kitabı neredeyse tamamen baştan yazmam gerekti çünkü aksi halde onu tamamen yanlış yaratmış olacaktım. Karakterlerimi dinlemek için özellikle çaba sarf ediyorum ve bana anlattıkları konusunda dürüst davranıyorum. Hepsini çok seviyorum, pek de iyi olmayanları bile.

Karakterlerden bahsetmişken, Beni Seç karakterlerine birer soru sorabilir miyim? Aspen, America ve Prens Maxon?

550730_532052080145169_1335135741_nAmerica, Prens Maxon ile arkadaşlıktan fazlasını hissetmene neden olan nedir? (açıkçası, kendisine aşık olmamak zaten pek mümkün değil ama yine de sorayım dedim;) )

America: O hisler gizlice beni sardı. Benden hoşlandığını net bir şekilde bana gösterene kadar, ben de onu beğendiğimin farkında bile değildim. Maxon o kadar cömert ve iyi ki, beni çok şaşırttı.

Maxon, America’yı ilk gördüğünde ne düşündün?  

Dürüst olmam gerekirse, pek bir şey düşünmedim. Onu, henüz görmemiş olmam gerekiyordu! Ama o, beklediğimden farklıydı ve ne olursa olsun, kendi gibi davranması gerçekten çok hoşuma gitti.

Aspen,  America saraya gitmek üzere ayrılırken, eğer sana izin verseydi; ne söylemeyi planlıyordun?

Açıkçası bir planım yoktu. Sadece, eğer ona ulaşabilirsem, belki bazı şeyleri onarabileceğimi düşündüm. Bazen harekete geçmeden önce, düşünmeyi unutuyorum… Sanırım bu, benim için her zaman pek iyi sonuç vermiyor.

Son bir soru olarak, Türk okurlarınıza/hayranlarınıza ne söylemek istersiniz

Sadece, umarım hepiniz America’nın hikayesinden keyif alırsınız ve onun dünyasında, benim kadar eğlenirsiniz, demek istiyorum!

Bu keyifli söyleşi için tekrar çok teşekkür ederim ve umarım yakın bir zamanda Türkiye’yi de ziyaret etme şansınız olur…  

theselectionVe şimdi kitabımız Beni Seç'in çevirmeni Derya İmer Aydınlık bizi kırmadı ve çeviri öyküsünü bizimle paylaştı. Konuk Yorum'da Derya İmer Aydınlık...

İlk önce, beni blog tur kapsamında ağırladığınız için teşekkür etmek istiyorum arkadaşlar. “Beni Seç”in çeviri sürecinden biraz bahsetmemi istemiştiniz, işte size öyküsü!

Çevirmenlik yapmaya karar verip, DEX ile tanıştıktan sonra ilk çeviri kitabını almıştım. Fakat bu “Beni Seç” değildi. O zamanlar, bir yandan ilk kitabımla uğraşıp, bir yandan da büyük bir şirkette (sabah 8-akşam 6) web editörlüğü ve sosyal medya takibi gibi görevler yapıyordum. Çok yorucu oluyordu ama çevirmenlik her zaman yapmak istediğim mesleklerden biri olduğu için sorun olmuyordu. Neyse, bloğumda yurt dışından getirttiğim ve kapağında harika bir görsel olan The Selection isimli bir kitabı işledim! Kitabı çok beğenmiş ve bir çırpıda okumuştum. Takipçilerim ne kadar zor puan verdiğimi bilir, bu nedenle onların da ilgisini çekmişti. Sonra kitabın yayın haklarının DEX’de olduğunu öğrendim, herkesle birlikte. Bir blogger olarak, haberi derhal bloğuma yazmıştım. Kimin çevireceği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Gerçekten. Sonra DEX kitabını bana verdi. = ) Çok sevinmiştim ve yüksek sesle sevincimi dile getirdiğimi hatırlıyorum. Hemen kitabın çevirisine başladım! Yayınevi, hiçbir zaman baskı uygulamadı, kitabı dilediğim şekilde çevirip, teslim etmemi sağladı. Bu konuda tekrar teşekkür etmek isterim. Bu kadar gencin neden kısa sürede DEX hayranı kesildiği belli. = ) Daha sonra, herkes kitabın çevrildiğini öğrendi ve çılgınlar gibi soru yağmuruna tutulduk. Ne zaman çıkacak? Ne zaman çıkacak?

Ülkemizde yabancı dilden çevrilen bir kitabın yayınlanması aylarca sürüyor, çünkü uzun ve detaylı bir çalışma gerektiriyor. Metnin çevrilmesi (başlı başına bir olay!), editörün çalışmaları, yayına hazırlanması derken… Elimizi çabuk tuttuk ve 14 Şubat 2013’de “Sevgililer Günü kitabımız” yayımlandı.  = ) Şu anda yoğun bir ilgi görüyor ve okuyanlardan güzel yorumlar geliyor. Kitabı okuyanlara teşekkürler. “Maxon mı Aspen mi?” sorusuna vereceğim cevabı da biliyorsunuz siz. = )

Sevgiler.
DERYA İMER AYDINLIK

Beni Seç'in çevirmeni Derya İmer Aydınlık'a da turumuza olan katkılarınan dolayı teşekkür ederiz, konuk yorumu ile bizi çok mutlu etti... Bu akşamlık bu kadar umarım keyif almışsınızdır ve lütfen yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın!!!! Ve son olarak TEAM MAXON diyorum!!!!
Signature

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...