Copyright © Tuğçe'nin Kitaplığı
Design by Dzignine
30 Ocak 2013 Çarşamba

New York Times Bestsellers Listesinin Yeni Yazarı Jennifer Probst ile Kitaplarını Konuştuk | Söyleşi


Bu hafta kitap yorumlarını yazdığım, (The Marriage BargainThe Marriage Trap ve az sonra geliyor The Marriage Mistake) New York Times En Çok Satanlar Listesinin yeni yazarlarından Jennifer Probst, Marriage to a Billionaire serisine ve yazma serüvenine dair sorularımı cevapladı.

Öncelikle beni kırmayarak, bize katıldığınız için teşekkür ederim. Türkiye’de kitaplarınız henüz basılmadı bu nedenle kitap severler pek fazla sizi ya da kitaplarınızı tanımıyor. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Tabii ki! Beş ve yedi yaşlarında iki erkek çocuk annesiyim, iki kurtarma köpeğim var ve tahmin edebileceğiniz gibi tam anlamıyla kaotik bir ev hayatımız var.  Ama hayatımdan memnunum çünkü, gençliğimden beri aşk romanları yazıyorum  ve artık tam zamanlı bir yazarım.

Marriage to a Billionaire (Milyarder ile Evlenmek) serisinden biraz Türk okurlar için bahsedebilir misiniz? Konusu nedir?

Bu serideki tüm kitaplar; ki şu anda üç adet basıldı, dördüncüsü yolda, bayan kahramanlarımın ruh ikizlerini bulabilmek için, bir aşk büyüsü yapması ile başlıyor. Serideki tüm karakterlerim bir şekilde birbirleri ile bağlantılılar ve sonu evlilik – ama hiçte hayal etmedikleri şekillerde – ile biten zorlu ilişkiler yaşıyorlar. Kitaplar oldukça eğlenceli ve bir miktarda ateşli diyebilirim.

Marriage to a Billionaire serisine ait üç kitabınızı da okudum ve dördüncü kitabın, The Marriage Merger, yolda olduğunu biliyorum. Peki bu seriyi yazmaya nasıl başladınız ve niçin bir aşk büyüsü kattınız işin içine?

Bu zamanda artık gerçek aşkı bulmak zor, hem de çok zor! Bir sürü kadınla konuştum ve sonunda; hayalindeki erkeği bulmak üzere bir aşk büyüsü yapan bir karakterin ve sonunda tam olarak istediklerinin zıddını almalarının eğlenceli olacağını düşündüm. Tabii ki; erkek onun ruh ikizi ama yolculuk, tam bir kaos, karmaşa dolu, aynı zamanda da keyifli ve çekim açısından da son derece tatmin edici. Aşk büyüsünü içeren kitabı ve karakterlerimi her yeni kitaba, güzel bir tat, eğlence ve heyecan katmaları için taşıdım.

Kabul etmem gerekir ki, karakterleriniz aslında çokta inandırıcı değil; kadınlar tatlı, güzel ve aynı anda güçlü, erkekler ise tipik alfa sayılırlar, ama aynı zamanda kabul etmem gerekir ki, bu durumu bir şekilde kendi aleyhinize çevirmiş ve kolaylıkla sevilebilir ve bağlanılabilir kişiler haline getirmişsiniz. Bu karakterleri nasıl yaratıyor ve adlandırıyorsunuz?

Karakterlerimle derinlere gitmeyi seviyorum. Onlara, büyümelerine neden olan; hem güncel hayatlarında, hem de geçmişlerinde sorun yaratan bir sürü konu yüklüyorum ve aynı zamanda bireysel olarak okuyucunun sevebileceği karakterler ortaya çıkartmaya çalışıyorum. Özellikle, güçlü ve bağımsız kadınlar yazma ihtiyacı duyuyorum çünkü onlarla kendimi kolaylıkla bağdaştırabiliyorum ve onların romantik bir ilişkide nasıl geliştiklerini görmekten keyif alıyorum. Yazmaya başlamadan önce uzunca bir süre karakterlerimi tanımak, geliştirmek üzerine zaman harcıyorum. İsimlendirmek içinde, bir isim kitabı kullanıyorum; anlamları ve kökeni bakımından en uygun isimleri seçebilmek için.

Ve tabii ki, hazır karakterleri yaratmaktan bahsetmişken; Üç kitap içinde en sevdiğiniz karakter hangisi ve neden?

Sanırım Alex ve Nick diyeceğim bu soruya, çünkü en uzun onlarla yaşadım ve bu yolculuğa onlarla çıktım. The Marriage Bargain, şu an elde ettiği başarıyı yakalamadan önce defalarca reddedildi ve yeniden üzerinde çalışıldı, o yüzden bu ikiliyi kalbime çok yakın hissediyorum.

Üç kitapta, büyük şehirde geçiyor ama küçük kasaba havası ve birbirine bağlı ve yakın bir yaşayan bir grup insan insan içeriyor. Oh! Birde bol güneş :) Hepsi son derece güzel ve sıcak yerler... Bu yerleri nasıl seçiyorsunuz?

Ben New York’ta yaşıyorum ve burada olmaya bayılıyorum, bu şehre bayılıyorum. Bu nedenle çoğu kitabım burada geçiyor, en iyi bildiğim yerde. Ayrıca seyahat etmeyi de çok seviyorum ve yıllar önce İtalya’ya gitmiştim ama etkisinden hala kurtulamadım. Karakterlerimin de orada yaşamasını istedim ve bu iki yeri bir arada hayata getirdim. Aile hikayelerini ve barındırdığı bütün zenginlikleri çok seviyorum.

Kitaplarınızdaki atmosferden bahsetmişken; aile ve arkadaşlık bağları ve bir de yemek, hikayelerinizde oldukça büyük bir yere sahip. Bunun ne kadarı gerçek yaşamınızdaki tecrübelerinizden geliyor, siz de seride olduğu gibi birbirine bağlı ve yakın ilişkide olan bir aileden mi geliyorsunuz?

Evet, ben birbirine oldukça bağlı bir aileden – İtalyan bir aile – geliyorum. Büyükannemin İtalya hakkında anlattıkları ile büyümüştüm ve bir gün gideceğime dair ona söz vermiştim. Yemeğinde insan hayatında önemli bir yeri olduğuna inanıyorum ve bunu hikayelerimde kullanmayı seviyorum. Herkesin masanın etrafında olduğu Pazar yemekleri benim hatıralarımın büyük bir kısmını oluşturuyor.

Eminim hayranlarınızın büyük bir çoğunluğu serinin dördüncü kitabını dört gözle bekliyordur. Biraz ondan bahseder misiniz? Belki küçük bir teaser olabilir?

Evet, The Marriage Merger isimli kitabımın Temmuz 2013’te yayımlanacağını ve üç kitaplık yeni bir anlaşmayı da çok henüz açıkladım. Peki o zaman, işte size küçük bir teaser;  İş kolik ve güçlü bir kadın; bir yandan ofiste... ve yatak odasında, oldukça riskli bir iş anlaşması ile boğuşurken, bir yandan da kendisini özgür bırakmaya söz vermiş bir adama, vargücüyle karşı koyuyor. Ama evlilik risklerin en büyüğü haline geldiğinde – bütün iddialar yanacak mı?

Neden aşk romanı? Ve eğer aşk romanı olmasaydı, ne yazmak isterdiniz, tabii ki çocuk kitabı haricinde?

Her zaman aşk romanı yazacağım. İlk kez bir aşk romanı okuduğumda büyülendim ve gerçek aşkı bulma yolculuğuna kendimi kaptırdım.  Aynı zamanda hayvanlara da hayranım ve kurtarma ile ilgileniyorum, bu nedenle köpeklerin ve onların yaşamlarının da yer aldığı başka kitaplarda yazmak istiyorum.

Ve yazarlık, öncelikle Marriage to a Billionaire serisi ile yakaladığınız başarıyı; New York Times ve USA Today’in en çok satanlar listesine girmenizi tebrik ederim, bu sanırım hemen hemen her yazarın hayalidir. Yazar olmaya karar vermenizden, yayımlanmanıza ve en çok satanlar listesine girmenize kadar olan yolculuğunuzu anlatabilir misiniz?

Çok teşekkür ederim! Bir çok defa reddedildiğim, hayal kırıklığına uğradığım, ısrarcı olduğum ve sonunda da başarılı olabildiğim bir yolculuktu bu. Her zaman yazar olmak istemiştim ve ilk genç edebiyatındaki aşk romanımı yazdığımda onüç yaşındaydım. Yirmili yaşlarımda yetişkinlere göre aşk romanları yazmaya başladım ve hiç durmadım. Yazmayı öğrenmek için yıllar harcadım, birçok kitap yazdım ve işi öğrenebilmek içinde çalıştım. Kitaplarımın en çok satanlar listesine girdiğini duymak benim için bir rüyanın gerçek olması adeta.

Yazma süreciniz nasıl? Kitabınızı yayınevinin ellerine teslim ettikten sonra, tanıtım kısmında ne kadar işin içinde oluyorsunuz? Ve tabii ki, yeni yazarlar için ne gibi tavsiyeleriniz var?

Kariyerime başlamak için oldukça ciddi bir tanıtım çalışması yaptım. Sosyal medya ile uğraştım, bir çok blogger ve yorumcuyu takip ettim ve zamanımın büyük bir kısmını üstü kapalı bir biçimde adımı duyurmaya harcadım. Şimdi her gün yazıyorum ve günde 2000 kelimeyi tamamlamaya çabalıyorum. Bu benim hedefim. Çocuklar, kirli bir ev ve daha binlerce zorluğun ortasından yazıyorum ama bunların beni yavaşlatmasına izin vermiyorum.Yeni yazarlarda kendilerini buna adamalı ve eğer rüyalarının gerçek olduğunu görmek istiyorlarsa pes etmemeliler.

Modern aşk romanları yazıyorsunuz ama aynı zamanda da, hem bir çocuk kitabınız, hemde erotik hikayeleriniz var, bu iki tür bir arada nasıl yürüyor?

Her zaman aşk romanı yazarı oldum; erotik romanlar popüler olunca, benimde bazı hikayelerimin yayımlanma şansı oldu. Bu da sonunda, seksi modern hikayelerime dönüştü. Çocuk kitabı hikayem ise biraz farklı, yeğenim ve ben bir çocuk kitabı yazmaya ve yayımlatmaya karar verdik. O zamanlar oniki yaşındaydı ve hikaye de onun fikriydi. Bu ona yazma sürecini öğretti. Ben de bir anneyim ve bu sayede yüzlerce çocuk kitabı okuyorum, hep bir tanesini yazmak istemiştim.

En sevdiğiniz kitap ve yazar hangisidir?

En sevdiğim kitap Garth Stein’in The Art of Racing in the Rain (Yağmurda Yarışma Sanatı). Kitabın ana karakteri de olan bir köpeğin hikayesi ve tek kelime ile muhteşem. Ve en sevdiğim yazar da Susan Elizabeth Philips.

Son konuşmamızdan bu yana Türkiye’de yayımlanma konusunda bir gelişme oldu mu, kitabınızı Türk okurlarda okuyabilecek mi? Türk okurlarınıza, yani potansiyel okurlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Evet! Harika haberlerim var! Nemesis Kitap ile The Marriage Bargain kitabım için bir anlaşmaya vardık, böylece kitabım çok yakında Türkiye’de olacak. Kitapçıları takip etmeyi unutmayın!!

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...