Yorum: Kız Kardeşim İçin - Jodi Picoult

Puanlama : B+

Yazar: Jodi Picoult
Çevirmen:  Serkan Göktaş
Sayfa Sayısı: 450
Dili: Türkçe
Yayınevi: April Yayıncılık

“Ben çok özel bir amaç için doğdum... Ben doğdum çünkü;  bir bilim adamı, annemin yumurtaları ve babamın spermlerini birleştirerek, çok değerli genetik materyal yaratabildi... İlk hatıramda üç yaşındayım ve kardeşimi öldürmeye çalışıyorum. Büyüdükçe (ve neden yaratıldığımın sebebi açıklandığında), Kate ile bağlantım dışında bir varlığım olmadığını fark ettim. Bu benim, Kate sağlıklı olsaydı ne olacaktı diye düşünmeme neden oldu.”

Jodi Picoult’un en trajik, en acıklı hikayelerinden birisi olan Kız Kardeşim İçin, April Yayıncılıktan satışa sunulmuş aslında epey de eski bir kitap – yeni baskısının hazırlandığına dair bir bilgi okumuş olsam da, doğru mudur bilemiyorum – ama hala satışta bulma şansınız da var bazı kitapevlerinde.

Fitzgerald ailesinin acıklı hikayesi, ailenin en büyük çocuğunun iki yaşındayken ender rastlanan bir tip lösemi teşhisi konulması ile başlayan trajik durumu konu alıyor. Kate şimdi 16 yaşındadır; birçok denemeden sonra kızlarına nakil için uygun bir verici  bulamayan Sarah ve Brain, genleri Kate’inkine uygun, gerektiğinde ablasının ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir nevi özel üretim bir çocuk yapmaya karar verirler. Anna şimdi 13 yaşındadır ve annesi, onun Kate’e bir böbrek bağışlaması gerektiğini söylediğinde; ailesine bir dava açmaya karar vermiştir. Ailesini kendi vücudu üzerindeki hakları için dava etmektedir.

Buradan sonrası, bu noktaya nasıl geldiklerini ve dava açılması ve dava ile ilgili süreci anlatırken, bir yandan da ailenin; Anna, Sarah, Brain, Jesse’in Kate’in etkisindeki yaşamlarının anlatıldığı iki haftayı okuyoruz. Günlere bölünmüş halde sunulan hikaye kitabın sonuna kadar Kate’in ki hariç, değişen bakış açıları ile anlatılıyor ve geçmiş ile şu an arasında gidip geliyor. Oldukça karmaşık bu anlatım şekline rağmen kolaylıkla yaşanan ve anlatılanlar içerisinde kendinizi kaybediyor ve kaptırıyorsunuz.

Fitzgerald ailesinin, acıklı, etkili, hüzünlü, duygusal, yürekleri acıtan, sürükleyici hikayesi aslında oldukça enteresan tıbbi etikleri de sorguluyor. Kate’in hayatı için uğraşırken bir yandan da Sarah ve Anna sık sık  karşı karşıya geliyor; her ikisi içinde üzülmemek, her ikisini de hak vermemek mümkün değil. Sarah’nın ağırlıklı olarak geçmişe dönük anlatımları ise, diğer bakış açılarından yansıyan acımasızlığı biraz azaltıyor ve kendisinin de aslen neler yaşadığını anlamasına yardımcı oluyor okurun. Yine de kitabın en sevilen karakteri olmadığını söyleyebilirim. Gerçi bir gerçek var ise, kitabın hiçbir karakteri pek fazla sevgi uyandıracak türden değiller, yine de yazarın ustalığı sayesinde, okurken ister istemez onları düşünmeye başlıyorsunuz.

Karakterlerin ve olayların tüm gerçekliği ve doğallıyla sunulduğu romandaki etkili anlatım ile sahneleri neredeyse dokunabileceğiniz canlı yaşıyorsunuz. Kitabın bana göre etkili yanı, herkesin bakış açısını ve durumun zorluğunu görmek hatta onlarla birlikte yaşamak. Yazar, okuru derinden etkileyebilecek bir ikilemi hassasiyet, zarafet ve şefkat ile sunuyor. Sonuna kadar Anna’nın neden bu kadar direndiğini, üzülmesine rağmen bu davanın arkasında olduğunu, okura net bir şekilde anlatmayan yazar, kitabın sonunda Kate’in bakış açısını sunarak hem hikayeye bir sürpriz son getiriyor - ve oldukça etkili de bir son - hem de olayları belki de biraz daha iyi anlamamızı sağlıyor.

Ben kitabı okumadan uzunca bir süre önce filmini seyretmemiştim ve ne kadar etkilendiğimi belirtmeme gerek yoktur herhalde. Oyunculuklar vs pek aklımda kalmamışta olsa, konu ve ailenin yaşadıkları karşısında göz yaşlarını tutmanın bir hayli zor olduğu bir filmdi. Kitap için, hatta zaten Jodi Picoult için acıklı hikayelerin ve gözyaşının yazarı deniyor ve bu kitapta şüphesiz bu türden bir kitap, ama filmi seyretmiş ve konuyu biliyor olmanın benim gibi sulu göz birisine en büyük etkisi, göz yaşlarına boğulmadan okuyabilmiş olmam oldu kitabı.

Hayatın zor yanlarını ve kesinlikle adil olmadığını gözler önüne seren bu roman, acı hikayesine rağmen elinizden kolay bırakamayacağınız, çabuk okuyacağınız ama aynı hızda unutamayacağınız bir kitap.

Buradan satın alabilirsiniz: