Puanlama : C
Doğan Kitap’tan yarın çıkacak olan Sana Soyunuyorum Crossfire Üçlemesinin ilk kitabı. Sylvia Day'in yazdığı bu kitapla başlayan üçleme satış listelerini de sallamaya devam ediyor... Kitap özellikle Grinin Elli Tonu’na benzerliği ile ses getirdi, ama zaten son dönem çıkan tüm karanlık karakterli erkekleri içeren erotik aşk romanları bu kitaba benzerlikleriyle değerlendirilmeye başlandığı için anormal bir durum değil bu sanırım.
Eva Tramell, New York’a yeni taşınmış ve bir reklamcılık ajansında yönetici asistanı olarak işe başlamıştır. Hikayeyi de Eva’nın ağzından dinliyoruz. Eva en yakın arkadaşı Cary ile birlikte, Eva’nın üvey babasının kendilerine temin ettiği evde yaşamaktadır. Anlayacağınız üzere oldukça refahı yerinde bir üvey babadan bahsediyoruz. Cary, yakışıklı, sevimli ve biseksüeldir. Kitabın daha en başında, Eva’nın gençken yaşadığı trajik bir olay olduğu ve bu nedenle annesinin biraz fazla korumacı olduğunu öğreniyoruz. Yani anlayacağınız bu hikayede kızımız da en az adam kadar sorunlu.
Gideon Cross, bir multimilyoner, tabii ki yakışıklı, karizmatik ve tam bir kontrol meraklısı, diğer bir deyişle dominant bir karakter ama bu kitapta her ne kadar erotizm bol olsa da Grey’in ki gibi bir oyun odası durumu yok haberiniz olsun. Gerçi bu adam yer yer daha takıntılı ve Eva’yı kelepçe yerine duyguları ve takıntılarıyla bağlıyor ama neyse… Ayrıca her şeye iş mantığı ile yaklaşan bir adam bu Gideon.
Eva ve Gideon’un ilk karşılaşması, Eva’nın Crossfire Building’de işe başlamasından önce etrafı görmek üzere gittiğinde oluyor ve Eva’nın yerde dizleri ve ayakları üzerinde bitiyor. Ama düşündüğünüz gibi değil, kızımız Gideon’a çarpıp düşüyor ;) Ama ilişkileri öyle ilk görüşte aşk falan değil, tabii ki ilk görüşte tutku var ama Gideon aralarındaki ilişkiyi sadece seks ile sınırlı tutmak konusunda azimli. Eva ise pek bu durumdan memnun değil, evlilik peşinde olmasa da, Gideon’un kendisine mal varlığının bir parçası gibi davranmasından pek memnun değil. Ancak tabii ki karşı konulamaz bir çekim var ve zamanla Gideon’un arkadaşlık ve yatak ilişkilerini ayrı tutma iddiasına rağmen oldukça çalkantılı bir ilişkiye dönüşüyor.
Benzerliklerden bahsetmeyeceğim, çünkü Gabriel’de dediğim gibi bunda da ararsanız benzerlik bulabileceğiniz ama aynı oranda farklılıklarında olacağı bir kitap. Ama şunu da eklemeliyim, Grey’de bir noktacık daha fazla keyif almıştım, özellikle ilk kitapta. Bunu da söyledikten sonra devam edeyim.
Sylvia Day’in Crossfire serisi New York’ta geçiyor ve burada yaşayan yüksek kademe insanların hayatlarına ve sosyal çevrelerine güzel bir bakış atmamızı sağlıyor. Niçin bu atmosferi daha fazla kullanmıyorlar acaba kitaplarda ;) hayatın hiç durmadığı bir arka plan var. Atmosferden daha çok, Eva’yı sevdim – en azından en başta – zeki, sevimli, kendine karşı dürüst ve kolay ilişki kurulabilir bir karakter, tek kusuru tipik aşk romanı karakteri olarak sunulmuş olması yani güzelliğinin farkına değil. Seksten ve Gideon’dan hoşlandığını kabul ediyor ama ruh hali itibariyle de saçma hayaller kurup her şeyin mutlu olduğu bir aşk tablosu çizmiyor bize. Öte yandan aynı sevgiyi Gideon için besleyemedim, hadi yaşı ve elde ettiği başarı durumu gerçeğini zaten göz ardı ettik ama yani Eva hangi binaya adım atsa, görünen o ki, Gideon o binanın sahibi yani New York’tan bahsediyoruz haliyle ben bilmem ama biraz abartılı olmuş gibi ;) Eva’nın çalıştığı firmanın binası, birlikte gittikleri spor salonunun olduğu yer, Evan’nın oturduğu bina ve spor sonrası gittikleri yan taraftaki otel’in binası da!!! Bunun yanında, Gideon’un ne kadar yakışıklı, karizmatik olduğu, tüm kadınların kendisinin ayaklarına serildiği hatta birkaç erkeğin bile bu konuda yorum yapıyor olması, özellikle de Eva’nın Gideon’u her gördüğünde bu durumu dile getirmesi – ki tahmin edersiniz ki bu biraz fazla sık demek – biraz sıkmaya başlıyor. Ama bunlar yüzünden okunmaz hale de gelmiyor, bu kısımları atlamayı ya da görmezden gelmeyi başarıyor ve devam ediyorsunuz ;)
Devam ediyorsunuz çünkü yaşanan ilişki oldukça çalkantılı, Eva sorunluysa, Gideon kayıp vaka diyeyim siz anlayın ;) Kavgalar, hemen ardından öpüşmeler, bir sıcak bir soğuk tavırlar, kıskançlık, kabullenme sorunları hiç bitmiyor ve bu noktada okuru pek sıkmıyor. Ve bu ikilinin nasıl bir orta yol bulacağını merak ediyorsunuz. Yalnız yatak sahneleri bakımından bir noktadan sonra pek yaratıcı bir durum yok. Bu konu hele ikinci kitapta iyice çığrından çıkıyor. Buna biraz sonra döneceğim.
Bir de Cary var, kesinlikle sevilebilir bir karakter ve Eva’yı da çok önemsiyor ancak biseksüel yapısı pek gerçekçi olmamış, niçin doğrudan gay yapmamış merak içerisindeyim açıkçası. Belki üçüncü kitapta ortaya çıkar kimbilir…
Sonuç olarak, Sylvia Day, eğlenceli ve klasik aşk romanlarının birazcık dışına çıkabilen, yer yer elektriği ve gerilimi yükselen bir okuma yaratmayı başarmış. Özellikle eğer örnek olacak alfa erkeklerden hoşlananlar için daha da keyif verecek bir kitap.
Gelelim ikinci kitaba; birçok kişi ikinci kitabı daha çok beğenmiş olsa da ben aynısını söyleyemeyeceğim. Ben kitap erotik aşk romanı da olsa, seks sahnelerinin altında yatan keyifli bir hikaye olmasından yanayım. Sınırsız libido beni pek fazla çeken bir şey değil. Ve bu ikinci kitapta, her ne kadar macera yönü ve gerilimi arttıran başka bazı faktörler olsa da ikili tüm sorunlarını yatakta çözmeye çalışıyor. Kavga ediyorlar yatakta bitiyor, sevgilerini dile getiriyorlar yatakta bitiyor, kıskanıyorlar yatakta bitiyor haliyle bir yere varamıyorlar tüm kitap boyunca, bir de Gideon’un zaten soğuk sıcak dengesizlikleri yokmuş gibi konu gereği aşırı bir gizem ekleniyor tavırlarına ki sormayın gitsin ;) gerçi sonu fena degildi ve üçüncü çıkınca kesin okuyacağım ayrı… Bu yazı ile birlikte hem ikinci kitaptan, hem de üçüncü kitaptan sizlere birer bir bölüm paylaşacaktım ama baktım ki bu post bir hayli uzun oldu, en iyisi bu akşam ikinci bir postta ileteyim, takipte kalın ve tabii ki keyifli okumalar…
Buyrun size popüler Gideon Cross tercihleri ;)
Tabii ki, Grey'i kim oynar dendiyse aynısını Gideon söylemek mümkün, Matt Bomer (gerçi kendisi benim bir numaralı Grey oyuncu adayım), David Gandy ve Henry Cavill, gerçi yapısal olarak tarifleri Grey ile aynı değil kitaplarda ama Henry Cavill'in şu fotoğrafı benim aklımdaki Gideon'a epey uygun, ne de olsa saçları uzun kendisinin ;)
0 yorum:
Yorum Gönder